İstanbul’a saraylar şehri demek mümkün. Topkapı Sarayı, Çırağan, Yıldız Sarayı gibi saraylar Türk mimarisini yansıtan şaheserlerden bir kaçı.
TAKSİM Taksim bölgesi yada caddesi ismini, Galata ve Beyoğlu’nun su dağıtım merkezi olduğu için almıştır, Günümüzde, meydanın ortasındaki Cumhuriyet Anıtı bir geçit alanı olarak kullanılmaktadır. Taksim ayrıca büyük bir kültürel, eğlence ve alışveriş alanıdır. Burada,Mağaza, sinema ve tiyatro salonları, sanat galerileri, sergi salonları , barlar, diskolar bulunur. |
TÜNEL Beyoğlu’nu Galata’ya bağlayan yer altı demir yolunun girişi bu bölgededir. İngiliz ve Fransızların ortak iş birliği ile inşa edilip 17 Ocak 1875’te açılmıştır. Başlangıçta, İstanbul halkı tarafından çok da popüler olmayan tünel, aylar geçtikçe önem kazanmıştır. |
EMİNÖNÜ - SİRKECİ Eminönü Yeni Cami, 17. y.y Osmanlı mimarisinin karakteristik özelliklerini yansıtmaktadır. Cami, okul, sebil, hünkar kasrı, çarşı ve mezardan oluşan bir külliyeden ibarettir. |
SULTANAHMET Osmanlı döneminde Atmeydanı olarak bilinen Hipodrom, Bizans döneminde bir atletizm merkeziydi. İmparator onuruna at ve at arabası yarışları düzenlenirdi. Sultan 1. Ahmet kendi adına bir cami yaptırınca (1609-1616) bu tarihi bölge kendisinden sonra onun ismi ile anılmaya başlandı. |
ÇIRAĞAN SARAYI
Sultan Abdülaziz’in emriyle 1871 yılında, Mimar Serkis Balyan tarafından boğazın en güzel yerinde bir ahşap sarayın yerine inşa edilmiştir. Taş işçiliğinin üstün özellikleri odalardaki görkemli sütunlarla tamamlanır. Odalar benzersiz halı ve yaldızlı mobilyalar ile dekore edilmiştir. Boğaziçi’nin diğer sarayları gibi Çırağan Sarayı da bir çok önemli toplantılara ev sahipliği yapmıştır. Bir köprü ile Yıldız Sarayı’na bağlanmıştır. Günümüzdede bir çok aktiviteye ev sahipliği yapmaktadır.
DOLMABAHÇE SARAYI
1586 yılında tamamlanan Dolmabahçe Sarayı, 110 000 mt2 alan üzerine kurulmuş ve ana binaya ek olarak 16 bölümden oluşmuştur. 2. Abdulhamid döneminde, saat kulesi ve veliaht odası eklendi. 2 Osmanlı mimarı, Karabet ve Nicogos Balyan tarafından inşa edilen saray 3 bölümden oluşur. Selamlık ve Harem, Sultan ve ailesinin özel hayatı için kullanılmış, ikisi arasında yer alan Alay kısmı ise devletler arası önemli törenler için kullanılmıştır. Sarayda 285 oda, 46 salon 6 banyo ve 68 tuvalet bulunur. Sultanın yatakodası, çalışma odası ve salonları da buna dahildir. Atatürk’ün çalışma odası ve salonu da buradadır.
GÜLHANE PARKI
Gülhane Parkı, Alayköşkü, Topkapı Sarayı ve Sarayburnu arasında yer almaktadır. Osmanlı döneminde Topkapı Sarayı’nın bahçelerinden biriydi ve orman ve gül bahçeleri ile doluydu. 1912 yılında çevre düzenlemesi ile 163 dönümlük alanın tamamı halka açılmıştır. Parkta, İstanbul valilerinin büstleri, Atatürk ve Aşık Veysel’in heykelleri bulunur. Roma İmparatorluğu’ndan kalan Gotik sütunlar da bulunmaktadır. Parkın en önemli özelliklerinden birisi, Atatürk’ün 1 Eylül 1928 yılında Latin Alfabesini halka ilk gösterdiği yer olmasıdır. Atatürk’ün cenaze alayı İstanbul’dan Ankara için ayrılırken, son cenaze töreni 19 Kasım 1938 yılında Gülhane Parkı’nın Sarayburnu tarafında gerçekleştirilmiştir. 2003 yılındaki restorasyonuna kadar Gülhane Parkı yıllarca harabe olarak kaldı. Gülhane Parkı’nın merkezine doğru 3 ayrı koldan uzanan ağaç şeridi vardır. Sağ ve sol taraflarda dinlenme ve çocuklar için oyun alanları bulunmaktadır.
HAMAMLAR
Su, bütün inançlarda kutsaldır ve beden ile ruhu arındırır. Islam inancında önemli yere sahip olan temizlk ve hijyenle bağlantılı olarak hamam tarihi Romalılar ve Türklerin tarihiyle kesişir. Hamam yıkanılan yer anlamını taşırken, kendi tarzında oluşturulduğundan dolayı Türk Hamamı ismini almıştır. Masörleri, hamam taşları mermer yıkama platformları ile bir kültür halini aldı. Geçmişte, evlerde banyo ilkel bir haldeydi ve akan su yoktu. Böylece hamamlar, özellikle kapalı bir hayat yaşayan Osmanlı kadınların hayatının önemli bir parçası olmuştur. Yeni doğan bebeğin 40. gününde yıkanması, evlenme donemindeki kızın erkegin annesi tarafından yıkanması, ve dügün öncesi gidilen hamamlar, tümü hamam kültürünün bir parçasıdır. Dolma, köfte ve tatlılar dans eşliğinde yer bulur. Seçkin aileden gelen bayanlar yanlarında hizmetçilerini de getirirlerdi. Takı ve Kiyafetleri değerli materyallerden oluşur ve iyi bahşiş bırakırlardı.
HASEKİ HÜRREM TÜRK HAMAMI
Osmanlı mimarisinde Türk Hamamı önemli yer tutar. Hamam, Haseki Hürrem Sultan tarafından yaptırılmıştır. Rus kökenli olan sultan Kanuni Sultan Süleyman’ın eşidir. Mimar Sinan tarafından yapılan hamam istanbulun en büyük hamamıydı.
Dikdörtgen türk hamamının karşı tarafında erkekler ve kadınlar için giriş bulunuyor. Çifte Türk Hamamı olarak bilinen bu tip hamam İslami kurallar ışığında kadın ve erkeklere hizmet vermek için tasarlanmıştır. Hamam 1980 yılında restore edilmiş ve İstanbul Festivali için sergi salonu olarak kullanılmıştır. Günümüzde, burada kilim sergisi yapılıp satılmaktadır.
ÇEMBERLİTAŞ HAMAMI
Bu hamam 1584 yılında, Sultan 3. Murat’ın annesi Nurbanu Sultan tarafından yaptırılmıştır. Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir. Erkek ve kadınlar olarak 2 ayrı bölümü bulunmaktadır.
CAĞALOĞLU HAMAMI
Hamam, Sultan 1. Mahmut tarafından 1741 yılında Ayasofya Camine fon amaçlı yaptırılmıştır. Mimarı bilinmiyor. Erkek ve kadınlar için 2 ayrı bölümden oluşuyor. İçerisinde barok stili uygulanan ikinci büyük hamamdır.